Sayfasına Geri Dön

Komünist Enternasyonal

SENDÝKALAR SORUNU

 

Komintern’in Üçüncü Kongresinde Kabul Edilen

"Komünist Enternasyonal ve Kızıl Sendikalar Enternasyonali Üzerine Tezler"den Parçalar

12 Temmuz 1921

 

 


Tarih: 12 Temmuz 1921.
Çeviri Tahiri: Marksist Tutum, Ocak 1997.
MIA'dan Çeviri: 04.2005.


  

 

I

Burjuvazi, iþçi sýnýfýný sadece açýk baský aracýlýðý ile deðil, ayný zamanda en kurnaz sahtekârlýklarla kölelik altýnda tutmaktadýr. Okullar, kilise, parlamento, sanat, edebiyat, basýn; bunlarýn hepsi burjuvazinin elinde, çalýþan kitleleri kandýrmanýn, burjuva fikirleri proletarya içinde yaymanýn güçlü araçlarý haline gelmiþlerdir.

Egemen sýnýfýn çalýþan kitlelere aþýlamakta baþarýlý olduðu burjuva fikirlerden biri de, sendikalarýn tarafsýz, apolitik, partisiz karakterde olduklarý fikridir.

Son onyýllarda ve özellikle de emperyalist savaþýn bitiminden bu yana, Avrupa ve Amerika’da sendikalar proletaryanýn en geniþ örgütleri haline geldiler, bazý ülkelerde de tüm iþçi sýnýfýný kucakladýlar. Burjuvazi, kapitalist sistemin yakýn geleceðinin, sendikalarýn kendilerini burjuva etkilerden özgür kýlabilme derecesine baðlý olduðunun gayet iyi farkýndadýr. Bu nedenle tüm dünya burjuvazisinin ve onlarýn yardýmcýlarý olan sosyal-demokratlarýn gayretli çabalarý, sendikalarý her ne pahasýna olursa olsun burjuva-sosyal-demokrat fikirlerin solgunluðu içinde tutmaya yöneliktir.

Burjuvazi, iþçi sendikalarýna burjuva partileri desteklemeleri için açýkça yalvaramaz. Bu yüzden de, hiçbir partiyi desteklememeleri için yalvarýr; amacý sendikalarýn komünizmin partisine destek vermelerini engellemektir.

Sendikalarýn tarafsýzlýðý, apolitikliði fikrinin arkasýnda uzun bir tarih yatar.... Ancak sendikalar hiçbir zaman tarafsýz olmadýlar ve olamazlardý. Sendikalarýn tarafsýzlýðý iþçi sýnýfýna zarar vermekle kalmaz; uygulamaya koyulamaz da. Emekle sermaye arasýndaki mücadelede hiçbir iþçi örgütü tarafsýz kalamaz. Sonuç olarak sendikalar, burjuva partileri ile proletarya partisi arasýnda tarafsýz bir tutumu koruyamazlar. Burjuvazinin önderleri bunu gayet iyi anlamaktadýrlar. Ancak burjuvazi için kitlelerin öteki dünyaya inanmasý nasýl bir zorunluluksa; kitlelerin, sendikalarýn, iþçilerin komünist partisi karþýsýnda tarafsýz ve apolitik olmalarýnýn mümkün olduðuna inanmalarý da ayný þekilde bir zorunluluktur. Egemenliklerini sürdürebilmek ve iþçilerden aþýrý kârlar çýkartabilmek için burjuvazi sadece papazlara, polislere, orduya ve polis ajanlarýna deðil, ayný zamanda sendikalarýn tarafsýzlýðýný ve politik savaþým içinde yer almamayý vaaz eden sendika bürokratlarýna ve “iþçi önderlerine” de ihtiyaç duymaktadýr.

Emperyalist savaþ öncesinde dahi tarafsýzlýk politikasýnýn yanlýþlýðý, Avrupa ve Amerika’nýn ileri iþçileri için gitgide daha açýk bir hale gelmekteydi. Sýnýf çeliþkileri keskinleþtikçe yanlýþlýðý daha da aþikâr hale geldi. Emperyalist katliam baþladýðýnda, sendikalarýn eski önderleri tarafsýzlýk maskelerini býrakmaya ve açýkça “kendi” burjuvazilerinin tarafýna geçmeye zorlandýlar...

Þimdi emperyalist savaþ sona erdi ve ayný sosyal-demokratlar ve sendikalist sendika önderleri tekrar apolitik tarafsýzlýk maskelerini takmaya çalýþýyorlar. Savaþýn zorunluluklarý sona erdi ve burjuvazinin bu ajanlarý, kendilerini yeni duruma uyarlamak ve iþçileri devrim yolundan yalnýzca burjuvazinin yararýna olan bir baþka yola saptýrmak için can atýyorlar.

Ekonomi ve politika, her zaman birbirine ayrýlmaz baðlarla baðlýdýr. Bu ikisi arasýndaki baðlantý þimdiki gibi dönemlerde özellikle güçlüdür.... Milyonlarca iþsizin açlýða ve yoksulluða karþý savaþýnýn gündemde olduðu, proletaryanýn konut yetersizliði sorununu hafifletebilmek için burjuvazinin evlerine el koyulmasýnýn pratik bir sorun olarak ortaya konulmasýnýn gerektiði, daha geniþ iþçi kitlelerinin kendi öz deneyimleri tarafýndan proletaryanýn silahlanmasý sorununu ele almaya zorlandýðý, iþçilerin birbiri ardýna pek çok ülkede fabrikalarý iþgal ettiði bir sýrada, sendikalarýn politik mücadeleye müdahale etmemelerini ve tüm partiler önünde tarafsýz kalmalarýný savunmak, gerçekte burjuvazinin hizmetine girmek anlamýna gelir.

Tüm isim farklýlýklarýna raðmen Avrupa ve Amerika’daki tüm politik partiler özde üç grupta toplanabilir: 1) burjuva partiler; 2) küçük-burjuva partiler (esasen sosyal-demokratlar); 3) proletaryanýn partisi. Kendilerinin apolitik ve bu üç grup arasýnda tarafsýz olduðunu ilân eden sendikalar, gerçekte küçük-burjuva ve burjuva partileri desteklemektedirler.

II

Amsterdam Uluslararasý Sendikalar Federasyonu (USF), Ýkinci ve Ýkibuçukuncu Enternasyonallerin içinde buluþtuklarý ve el ele verdikleri bir örgüttür. Tüm uluslararasý burjuvazi bu örgüte güvenle bakmaktadýr. USF’nin temel fikri sendikalarýn tarafsýzlýðýdýr. Burjuvazinin ve onun uþaklarýnýn, sosyal-demokratlarýn ve sað-kanat sendikalistlerin, Batý Avrupa ve Amerika’nýn geniþ iþçi kitlelerini bu slogan arkasýnda toplamaya can atmalarý rastlantý deðildir.... Tarafsýzlýk bayraðý altýnda burjuvazinin talimatlarýna riayet eden Amsterdam Enternasyonali, en pis ve en zor görevleri gerçekleþtirmektedir.

Bu dönemde USF, uluslararasý sermayenin baþlýca dayanaðýdýr. Her kim apolitik, tarafsýz sendikacýlýk yanlýþ fikriyle savaþmanýn zorunluluðunu kavrayamýyorsa, kapitalizmin bu kalesine karþý baþarýyla savaþamayacaktýr. Uluslararasý Amsterdam sarý sendikasýna karþý uygun mücadele yöntemlerinin seçilmesi, her þeyden önce ve en çok, tek tek her ülkedeki sendikalar ile parti arasýndaki karþýlýklý iliþkilerin açýk ve net bir þekilde tanýmlanmasýný gerektirmektedir.

III

Komünist parti, proletaryanýn öncüsü, proletaryanýn kapitalist boyunduruktan nasýl kurtulacaðýný kavramýþ ve bu nedenle komünist programý bilinçli olarak kabul eden kesimidir.

Sendikalar, verili sanayi dalýndaki tüm iþçileri, sadece bilinçli komünist iþçileri deðil, ayný zamanda günlük yaþamlarýnýn derslerinden öðrendikçe komünizme yavaþ yavaþ yaklaþan proletaryanýn orta ve hatta en geri tabakasýný da kapsamayý hedefleyen proleter kitle örgütleridir. Proletaryanýn iktidarýn zapt edilmesi mücadelesini önceleyen dönemde, bizzat bu mücadele döneminde ve iktidarýn ele geçirilmesinden sonraki dönemde, sendikalarýn rolü, birçok bakýmdan çeþitlilik göstermektedir. Ancak sendikalar her zaman için daha büyük kitlelere ulaþan, partiden daha geniþ ve evrensel örgütlerdir; partiyle karþýlaþtýrýldýðýnda, bir dereceye kadar merkeze nazaran çevre rolünü oynarlar.... Mücadelenin her üç safhasýnda da sendikalar, proleter mücadelenin tüm aþamalardaki önderi olan proletaryanýn öncüsünü, komünist partiyi desteklemelidirler. Bu hedefe ulaþmak için komünistler ve komünistlere sempati duyan unsurlar, sendikalar içinde komünist hücreler örgütlemelidirler; bu hücreler her bakýmdan bir bütün olarak komünist partiye baðlý olacaktýr.... Komünistler, kurtuluþun eski sendikalarý terk ederek ve örgütsüz kalarak deðil, ancak sendikalarý devrimcileþtirerek, reformizm ruhundan ve kalleþ reformist önderlerden kurtararak ve sendikalarý devrimci proletaryanýn gerçek dayanaðý haline dönüþtürerek saðlanabileceðini proleterlere açýklamalýdýrlar.

IV

Önümüzdeki dönemde komünistlerin baþlýca görevi, tüm sendikalarda iþçilerin çoðunluðunu kazanmak için, sendikalardaki mevcut gerici ruh halinin cesaretlerini kýrmasýna izin vermemek için, tüm karþý koymalara raðmen günlük mücadelelere en aktif katýlýmla sendikalarý komünizme kazanmak için, ýsrarla, inatla ve enerjik olarak çalýþmaktýr.

Her komünist partinin gücünün en iyi ölçütü, sendikalardaki iþçi kitleler üzerinde gerçekten gösterdiði etkidir. Parti, sendikalarda, onlarý dar kafalý bir denetime tâbi tutmaksýzýn belirleyici bir etki saðlamayý öðrenmelidir. Parti otoritesine baðlý olan aslýnda sendika deðil sendika hücresidir. Parti, ancak hücrelerin sendikalar içindeki sabýrlý, adanmýþ ve zekice çalýþmalarý aracýlýðýyla, bir bütün olarak sendikalarýn kolayca ve memnuniyetle parti tavsiyelerini izlediði bir durumu oluþturabilir...

V

Bu düþünceler bir yanda Komünist Enternasyonal, diðer yanda Kýzýl Sendikalar Enternasyonali (KSE) arasýnda oluþturulacak iliþkileri belirlemektedir.

Komünist Enternasyonal’in misyonu, sadece kelimenin dar anlamýyla proletaryanýn politik mücadelesini yürütmek deðil, her ne biçime bürünmüþ olursa olsun bütünsel kurtuluþ mücadelesini yürütmektir. Komünist Enternasyonal, farklý komünist partilerin merkez komitelerinin yalnýzca aritmetik bir toplamý olamaz. O, bütünüyle politik örgütlerin olduðu kadar, sendikalar, kooperatifler, sovyetler ve kültürel örgütler gibi tüm proleter örgütlerin çalýþmasýný da esinlendirmeli ve koordine etmelidir.

Sarý Enternasyonal’in tersine, KSE, apolitik ve tarafsýz bir duruþ noktasýný kabul edemez. Ýkinci ve Ýkibuçukuncu ile Üçüncü Enternasyonal arasýnda tarafsýz kalmak isteyen bir örgüt, kaçýnýlmaz olarak burjuvazinin elinde bir kukla olacaktýr. Kýzýl Sendikalar Enternasyonali’nin programý ... gerçekte, yalnýzca komünist partiler, yalnýzca Komünist Enternasyonal tarafýndan savunulacaktýr. Baþka bir nedenden deðilse bile bu nedenden ötürü, kýzýl sendikalar eðer her ülkedeki sendikal hareketi gerçekten devrimcileþtireceklerse, eðer sendikalara düþen devrimci görevleri çok sýký bir tarzda gerçekleþtirmek istiyorlarsa, söz konusu ülkenin komünist partisi ile el ele, en sýký irtibat içinde çalýþmak mecburiyetinde olacaktýr ve Kýzýl Sendikalar Enternasyonali kendi çalýþmasýný her aþamada Komünist Enternasyonal ile uyumlu hale getirmek zorunda kalacaktýr.

Nesnel olarak, Fransa, Ýspanya, Ýtalya ve diðer ülkelerdeki bazý samimi devrimci sendikacýlara bulaþan tarafsýzlýk, “baðýmsýzlýk”, apolitik türden bir taraf olmayýþ lehine önyargýlar, burjuva fikirlere duyulan hayranlýktan baþka bir þey deðildir. Kýzýl sendikalar, baðýmsýzlýk ve tarafsýzlýk gibi burjuva fikirleri öncelikle ve tamamen reddetmedikleri sürece, sarý Amsterdam’ý ve bu nedenle kapitalizmi bozguna uðratamazlar. Güçlerden tasarruf edilmesi ve darbenin merkezileþtirilmesi açýsýndan ideal olan, politik partilerin yaný sýra iþçi sýnýfý örgütlerinin tüm diðer biçimlerini de kucaklayan tek bir Enternasyonaldir; ve þüphesiz gelecek, bu tip bir örgütündür. Ancak mevcut geçiþ döneminde farklý ülkelerdeki sendikal örgütlerin çok çeþitli oluþu nedeniyle, Komünist Enternasyonal’in platformunun yaný baþýnda ve genel olarak ona baðlý kalan ayrý bir uluslararasý kýzýl sendikalar birliðini yaratmak gereklidir, üstelik onlar Komünist Enternasyonal’in yapabileceðinden çok daha serbest olarak üye kabul edebilirler....

Komünist Enternasyonal’e göre, kýzýl sendikalarýn kuruluþ kongresinin kabul etmesi gereken eylem programý yaklaþýk olarak aþaðýdaki gibi olmalýdýr:

+-EYLEM PROGRAMI

1. Þiddetli ekonomik kriz, ... burjuvazinin iþçi sýnýfýna karþý saldýrgan politikasý, ... ve modasý geçmiþ yöntemleriyle sendikalarýn çaresizliði, tüm ülkelerin devrimci sendikalarýný yeni görevlerle karþý karþýya býrakmaktadýr. Kapitalizm çürüme içinde iken, ekonomik mücadelenin yeni yöntemleri gereklidir; kapitalist saldýrýlarý geri püskürtmek ve eski mevziler pekiþtirildiðinde saldýrýya geçmek için, sendikalar cephesinde saldýrgan bir politika gerekmektedir.

2. Sendika taktiklerinin temeli, devrimci kitlelerin ve onlarýn örgütlerinin sermaye karþýsýndaki doðrudan eylemidir. Ýþçilerin tüm baþarýlarý, doðrudan eylem ve kitlelerin devrimci baský uygulamasýyla doðru orantýlýdýr. Doðrudan eylem, boykotlarý, grevleri, sokak eylemlerini, gösterileri, fabrika iþgallerini, ürünlerin fabrikalardan sevkýyatýna zorla karþý koymayý, silahlý ayaklanmayý ve iþçi sýnýfýný sosyalizm mücadelesi için birleþtirmek üzere tasarlanan diðer devrimci eylemleri içeren, iþçilerin iþveren ve devlet üzerindeki her çeþit doðrudan baský uygulamasýný kapsar. Bu nedenle doðrudan eylemi, bir eðitim ve çalýþan kitleleri toplumsal devrim ve proletarya diktatörlüðü için mücadeleye hazýrlama aracý haline getirmek, devrimci sendikalarýn görevidir.

3. [Mücadelenin son yýllarý, sendikal örgütlerin tüm zayýflýðýný özellikle açýk bir biçimde göstermiþtir.][1] Tek bir iþletmedeki iþçilerin birçok sendikaya bölünmüþ olmasý gerçeði, onlarý mücadelede zayýf düþürmektedir. [Mücadelenin zayýflamamasý için çýkýþ noktasý, sendikalarýn, saf sendikal örgütlenmeden, üretim dallarýna göre örgütlenmeye geçmeleri olmalýdýr. Örgütsel inþa alanýnda slogan “bir iþletmede bir sendika” olmalýdýr.] Ýlgili sendikalarýn tek bir sendika içinde birleþmeleri devrimci araçlarla zorlanmalýdýr; sorun öncelikle fabrikalardaki sendika üyeleri arasýnda ve sonrasýnda bölgesel ve yerel düzeyde ve son olarak da sendikalarýn ülke çapýndaki kongrelerinde ortaya konmalýdýr.

4. Her fabrika ve iþletme devrimci bir kale haline gelmelidir. Sýradan sendika üyeleri arasýndaki eski iliþki biçimlerinin (mali sekreter, baþkan, delegeler ve diðerleri) yerine fabrika komiteleri geçirilmelidir. Fabrika komiteleri, hangi politik görüþe sahip olduklarýna bakýlmaksýzýn tüm iþçiler tarafýndan seçilmelidir. KSE taraftarlarýnýn görevi, söz konusu iþletmedeki tüm iþçileri kendilerini temsil edecek aygýtýn seçimlerine katýlmaya ikna etmektir. Fabrika komitesi seçimlerini ayný düþüncedeki yoldaþlarýn toplantýlarý haline getirmeye, yalnýz bir partinin çizgisini hakim kýlmaya ve böylece de geniþ partisiz kitleleri seçimlerden dýþlamaya dönük her türlü giriþim, kesin bir biçimde mahkûm edilmelidir. Bu onu bir hücre haline getirir, fabrika komitesi deðil. Ýþçilerin devrimci kesimleri, genel toplantý ve seçtikleri fabrika komitesi üzerindeki etkilerini, hücreleri aracýlýðýyla, eylem komiteleri aracýlýðýyla ve son olarak da tek tek her üye aracýlýðýyla uygulamalýdýrlar.

5. Fabrika komitesine yöneltilecek ilk talep, iþsizlik sonucunda iþten çýkarýlan iþçilere fabrika kasasýndan yardým yapýlmasýdýr. Fabrikanýn, sonuçlarýna katlanmadan iþçileri sokaða atmasýna hiçbir durumda izin verilmemelidir. Ýþveren iþten çýkarýlanlara tam maaþlarýný ödemek zorunda býrakýlmalýdýr. Ýþsizlik sorununun kapitalist düzenin çerçevesi içinde çözülemeyeceðini ve iþsizliðin en iyi panzehirinin toplumsal devrim ve proletarya diktatörlüðü olduðunu açýklayarak, öncelikli olarak iþsizleri deðil, fabrikada iþ baþýnda olanlarý örgütleyeceðimiz platform budur.

6. Ücretleri düþürmek, çalýþma saatlerini uzatmak ve toplusözleþmeleri iptal etmek için burjuvazinin bugün elinde bulundurduðu araçlar arasýnda en önemlileri, iþyerlerini kapatma ve kýsa süreli çalýþtýrmadýr.... Bu yüzden iþçiler fabrikalarýn kapatýlmasýna karþý savaþmalý ve böylesi bir eylemin nedenleri için soruþturma talep etmelidirler. Bu amaçla, hammaddeleri, yakýtý, sipariþleri vs. denetleyecek, üretim için gerçekten gerekli hammadde mevcudunu gözden geçirecek ve bankalarda istiflenmiþ para rezervlerini kontrol edecek özel denetim komisyonlarý kurulmalýdýr. Ticari gizliliðe son vermeyi iþçiler açýsýndan acil bir görev olarak gündeme getirmek için, özel olarak seçilmiþ denetim komisyonlarý, söz konusu firmayla diðer firmalar arasýndaki mali iliþkileri iyice soruþturmalýdýr.

7. Fabrikalarýn seri halde kapatýlmasýna, ücret kesintilerine ve daha kötü koþullara karþý mücadele yöntemlerinden biri de, iþverenin isteðinin aksine üretimi devam ettiren iþçiler tarafýndan fabrikalarýn iþgal edilmesidir. Metalara aþýrý talebin hüküm sürdüðü koþullarda, üretimin sürdürülmesi özellikle önem kazanmaktadýr ve bu nedenle iþçiler fabrikalarýn kasýtlý olarak kapatýlmasýna müsaade etmemelidirler....

8. [Ekonomik mücadele, savaþ öncesindekine göre ücretleri yükseltme ve çalýþma koþullarýný iyileþtirme sloganý altýnda yürütülür. Çalýþma koþullarýný savaþ öncesindeki düzeye gerileten tüm çabalar, kararlý ve devrimci bir þekilde geri püskürtülmelidir. Savaþ iþçi sýnýfýnýn güçten düþmesine yol açtý; buna karþý durabilmenin önkoþulu, çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesidir.] Kapitalistlerin yabancý ülkelerle rekabet hakkýndaki argümanlarýna hiçbir koþulda itibar edilmemelidir. Devrimci sendikalar, ücretler ve çalýþma þartlarý gibi sorunlarý, farklý ülkelerin soyguncularý arasýndaki rekabet noktasýndan deðil, iþgücünün idamesi ve korunmasý noktasýndan ele almalýdýrlar.

9. Eðer ülkede bir ekonomik kriz varsa ve kapitalistler ücretler üzerinde baský taktikleri kullanýyorsa, devrimci sendikalarýn görevi, çeþitli sanayi dallarýnda ücretlerin birbiri ardýna düþürülmesini engellemektir; yani sendikalar birçok gruba bölünmelerine izin vermemelidirler. En önemli sanayi kollarýndaki iþçiler –madenciler, demir yolu iþçileri, elektrikçiler vs.– baþtan itibaren mücadeleye çekilmelidir....

10. Sendikalar, sanayinin özel bir dalýný kucaklayan uluslararasý çapta genel grevler hazýrlamayý ve örgütlemeyi pratik görevlerinden biri haline getirmelidirler ... ve ne türden olursa olsun uluslararasý ölçekte bir saldýrýnýn, ancak sarý Amsterdam sendikasý ile hiçbir ortak yaný bulunmayan, gerçekten devrimci uluslararasý sendikalar kurulduðunda mümkün olabileceði gerçeði bir an için dahi gözden kaçýrýlmamalýdýr.

11. ... Toplusözleþme ateþkesten baþka bir þey deðildir. Ýþverenler toplusözleþmeleri ele geçirdikleri ilk fýrsatta daima ihlâl edeceklerdir. Toplusözleþmelere karþý takýnýlan baðnazca tutumlar, iþçi sýnýfýnýn önderlerinin burjuva ideolojisi ile ne kadar derinden etkilendiðini göstermektedir. Devrimci sendikalar toplusözleþmeleri reddetmemelidirler, ancak onlarýn sadece göreli bir deðeri olduðunun farkýnda olmalý ve iþçi sýnýfýnýn yararýna olduðu durumlarda sözleþmeyi bozmanýn yollarýný daima açýkça göz önünde bulundurmalýdýrlar.

12. ... Önemli her grev iþçiler tarafýndan ön hazýrlýðý iyi yapýlmýþ olmakla kalmamalý; grev patlak verdiðinde grev kýrýcýlarýna karþý savaþacak ve burjuva hükümet tarafýndan teþvik edilen beyaz-muhafýzlarýn provokasyonlarýna göðüs gerecek özel kadrolar oluþturulmalýdýr. Ýtalyan faþistleri, Almanya’da teknik acil yardým kuvvetleri, Ýngiltere ve Fransa’da eski subaylardan ve astsubaylardan oluþturulmuþ beyaz-muhafýz örgütleri; tüm bu örgütlerin amacý, yalnýzca grev kýrýcýlar gibi davranarak deðil, ayný zamanda iþçi önderlerinin maddi yýkýmýna ve katledilmelerine de yol açarak, her iþçi eylemini örgütsüzleþtirmek ve kýrmaktýr. [Bu koþullar altýnda özel grev ve öz-savunma güçlerini örgütlemek hayati önem taþýr.]

13. Bu yeni oluþturulmuþ mücadele örgütleri, iþverenin ve grev kýrýcýlarýn saldýrýlarýna göðüs germekle kalmamalý, ayný zamanda iþçilerin grevde olduðu fabrikalara ve bu fabrikalardan dýþarý malzeme sevkýyatýnýn engellenmesinin inisiyatifini üzerlerine almalýdýr. [Burada nakliye iþçilerine çok özel, tayin edici bir rol düþmektedir; bunlar tüm yerel iþçilerin ortak desteðiyle, metalarýn giriþ ve çýkýþýný durdurmalýdýrlar.]

14. Ýþçi sýnýfýnýn yakýn gelecekteki tüm sýnai mücadelesi þu parti sloganý çevresinde odaklanmalýdýr: “Üretimde iþçi denetimi”. Ve bu denetim, hükümet ve egemen sýnýflar kendi sahte denetim araçlarýný yaratmadan önce kurulmuþ olmalýdýr....

15. [Ýþçilerin dikkatini doðrudan görevlerinden saptýrmak ve onlarda küçük-burjuva eðilimler uyandýrmak için, iþçilerin kâra ortak edilmesi, yani yarattýklarý artý-deðerin önemsiz bir kýsmýnýn iþçilere geri verilmesi fikri propaganda edilmektedir. Ýþçileri demoralize etmeye hizmet eden bu slogan, þiddetli ve acýmasýz bir eleþtiriye tâbi tutulmalýdýr. (Devrimci sendikalarýn sloganý, kâra ortaklýk deðil “kapitalist kârý yok etmek”tir.)]

16. [Ýþçi sýnýfýnýn mücadele gücünü felce uðratmak ya da kýrmak için burjuva devletler, hayati önemdeki sanayileri koruma bahanesiyle, tek tek iþletmeleri ya da büyük sanayi dallarýný geçici olarak militarize etme yoluna baþvurmuþlardýr. Ekonomik sarsýntýlarý sözümona mümkün olduðunca önlemek için, sermayeyi koruma amacýyla zorunlu hakem mahkemelerini ya da uzlaþtýrma komisyonlarýný uygulamaya soktular. Savaþýn yükünü tamamen çalýþanlarýn omzuna yýkmak için, sermayenin çýkarlarý doðrultusunda, iþverenin vergi toplayýcýsý rolünü oynadýðý, vergilerin doðrudan ücretlerden kesilmesi de uygulamaya kondu. Yalnýzca kapitalist sýnýfa hizmet eden bu devlet tedbirlerine karþý, devrimci sendikalar amansýz bir mücadele baþlatmalýdýr.]

17. [Çalýþma koþullarýný iyileþtirme, yaþam seviyesini yükseltme ve iþçi denetimi için mücadele ederken, bu sorunlarýn kapitalist iliþkiler altýnda çözümünün olanaksýz olduðu daima göz önünde bulundurulmalýdýr. Bu nedenle devrimci sendikalar, egemen sýnýflardan adým adým imtiyazlar elde ederek, onlarý sosyalist yasalarý uygulamaya zorlamalý, toplumsal sorunun ancak kapitalizmin yok edilmesi ve yerine proletarya diktatörlüðünün geçirilmesiyle çözülebileceðini iþçi kitlelere tam bir berraklýkla açýklamalýdýrlar. Bu bakýþ açýsýndan hareketle, iþçilerin hiçbir kýsmi eylemi, hiçbir kýsmi grevi, ne kadar önemsiz de olsa hiçbir çatýþmasý iz býrakmadan geçip gitmemelidir. Devrimci sendikalar bu çatýþmalarý genelleþtirmeli ve iþçi kitleleri toplumsal devrimin ve proletarya diktatörlüðünün zorunluluðu ve kaçýnýlmazlýðý bilincine getirmelidir.]

18. Her ekonomik mücadele ayný zamanda bir politik mücadeledir, yani genel bir sýnýf mücadelesidir. ... Ýþçilerin sýnýf mücadelesini baðýmsýz iki parçaya bölme teorisi ve pratiði, özellikle devrimin mevcut aþamasýnda aþýrý zararlýdýr. Her eylem güçlerin olanca yoðunlaþmasýný, iþçi sýnýfýnýn olanca devrimci enerjisinin sarf edilmesini gerektirir.... Eylem birliði ve komünist partiyle sendikalarýn organik ittifaký, kapitalizme karþý mücadelede baþarý için temel zorunluluklardýr.

 

______________

[1] [ ] içindeki kýsýmlar, Tezler, Sonuçlar, Kararlar ve Çaðrýlarda Komünist Enternasyonal, cilt 1, Almanca baský’dan çevrilmiþtir.